Selçuk üniversitesi iç mimarlık ve çevre tasarımı ekşi

  • kampüs hayatı yaşayacağım diye sevinerek geldiğim ama kampüsü ve özellikle konya yı gördükten sonra ağlamamak için kendimi zor tuttuğum üniversitedir. bundan 5 sene önce bildiğin çöl gibiydi kampüs. bir tane ağaç yoktu ama şimdi biraz olsun toparladılar. şu an tam okunabilecek, kampüs hayatı yaşanabilecek bi üniversite. okulum bitti hala konya da yaşıyorum en çokta buna şaşırıyorum.

  • 5,5 yılımın geçtiği üniversite. ülkücülerin cirit attığı, solcuların pıstığı ,bütünlemenin ve yaz okulunun olmadığı ,geçme notunun 60 olduğu ,direk sınıfta kaldığın garip bir üniversiteydi. zaman içinde gelişim gösterdi tabi bütünleme geldi, çan eğrisi geldi ,faşist rektör gitti ,ülkücüler dağıldı ,her şey eskiye göre çok iyi hal almıştı ki okul bitti. şimdi ne halde bilmiyorum.çok sıkıntılı zamanlarım oldu ama şimdi yinede çok özlüyorum o günleri...

  • çevre mühendisliği bölümünden bir doçentin kimya mühendisliği bölümünden bir profesör tarafından boğazı kesilerek katledildiği üniversite.

    (bkz: oha)

  • üniversitemiz mühendislik fakültesi çevre mühendisliği bölümü öğretim üyesi doç. dr. celalettin özdemir’in vefatını derin bir teessür ile öğrenmiş bulunmaktayım. merhuma allah’tan rahmet, kederli ailesi ve yakınları başta olmak üzere tüm üniversite camiamıza başsağlığı dilerim. mekanı cennet, ruhu şad olsun.

    prof. dr. hakkı gökbel
    selçuk üniversitesi rektörü

  • reklamcılık bölümünü yazmayi düşündüğüm üniversite. gidip gitmemek konusunda kararsizim. özellikle şehir konusunda tereddütlerim var. bölüm, şehir, üniversite hakkinda bilgilendirebilecek arkadaşlar mesajlarinizi bekliyorum.

  • gitmeyin dediğim okul.

  • konyanın güzide üniversitesi.

    eğitimini bilmem ama konya'nın şeklinin adeta bir tepsi gibi dümdüz olmasından mütevellit ulaşımı kolay, kiralık ev bulması kolay, yemek bulması kolay üniversite..

    lakin konya'nın tam anlamıyla insan avcısı olmasından dolayı, gelenler bu şehre pek de ısınamaz. eğer küçük şehirden gelmiş iseniz, kafa yapınız daha uygun olacağından çok da sıkıntı yaşamazsınız tabi.

  • mezun olduğum yıllarda üniversite okuyor olmanın vermesini umduğum sosyal hazzı alamadığım ancak eğitim kalitesinin iyi olduğunu düşündüğüm ilk üniversitemdir.
    şenlik, etkinlik, sosyal tesis, kulüp adına okulun sağladığı hiç bir imkan yoktu, kendi çabalarımızla , hakim siyasi görüşün engellerine rağmen bir çaba içindeydik, yorucu ve nafile oldu.
    kampüsü gayet havadar, ulaşım sorunu olmayan, temiz bir ortamda; şehri muhafazakar yapısının yanı sıra ulaşım problemi olmayan, ucuz, temiz hatta tertemiz , bisikletli tacizcisi bol bol olan bir üniversitedir.
    selçuk'da okunur mu ? tabii ki okunur. sosyal hayat adına beklentilerini çok yüksek tutmaz , izmir, istanbul, bursa, eskişehir... gibi şehirlerde okuyan arkadaşlarının anılarına, imkanlarına özenmezsen gayet de güzel olur.

  • reklamcılık bölümüne yerleştiğim üniversite. çok olumsuz entryde var olumluda. neler yaşayacağız bakalım.

  • eski sevgilimle aynı ismi taşıyan üniversite. sikseler gitmem.

    3 ay sonra gelen edit: eski sevgiliyle barıştık, hmm neden olmasın.s

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

  • hakkında birkaç uzun entry girince bilirkişi sanıldığım meslek. malum üniversite sınavları geçmiş. gençlerimiz bölüm seçmekte zorlanıyor. bu başlığa da uğramışlar.

    ara ara mesajla sorular geliyor. mail atan bile oluyor. bu haftaki sorular şöyleydi;

    -----------
    1- iç mimarlık yazmayı düşünüyorum tercihlerim arasına. tahmini sıralamam 30-50 arası gelecek sizce pdr mi yoksa iç mimarlık mı yazayım
    2- iş imkanı var mı yurt dışında çalışabilir miyim mesela yabancı biriyle evlensem
    3- türkiyedeki çalışma koşulları falan nasıl kötü üniversiteden mezun olmakla iyi üniversiteden mezun olmak arasında iş bulurken fark oluyor mu
    4- maaş aralığı ne kadar
    5- özel üniversitelerde var daha çok özel üniversitede okumak sıkıntı olur mu tam burslu da olsa özel üniversitelere para tuzağı diyor çoğu insan

    benim aklımda yazacak bölüm yok ama çizimim iyidir

    çok kararsızım yapabilir miyim sıkılır mıyım sanatla zaten ilgilenmek istiyorum resimle vs iç mimarlık sanki benim için uygun gibi
    sizce

    ----------

    umarım tercih dönemi bitmemiştir diyerek soruyu cevaplamaya başladım.

    1- iç mimarlık mı pdr mi yazayım diye bir soru olamaz. bu bir soru değil. eğer arada kalıyorsan yeterince istemiyorsundur. ve eğer yeterince çabalamazsan mimar olamaz okulu dahi bitiremezsin. mimar olmak içten gelen, yeteneğe ve eğilime bağlı bir meslek. mimarlık bir sanat dalı, ilgi alanı, olması da icra etmesi de meşakkatli. haliyle olağanca bir sabır ve istek gerektirir. öte yandan mimar olmak yeterli değil teknik olarak yeterli olmak gerekir. keza inşaat teknolojileri ve bilgisayar programı gibi konularda bilgi sahibi olmanız da beklenir. yani bununla ilgili kitap yazmam gerekse hiç zorlanmam sayfaları doldurmakta. o yüzden bunun için yanıp tutuşmuyorsanız mimar olmayın.

    2- iş imkanı yurt içinde ve dışında var. her şey kendini geliştirmeye bağlı. yabancı biriyle evlenmek tek çözüm değil elbette. genç yaşta bu kadar gözü karartmanın alemi yok. bunun için oldukça basit iki kelimelik bir cevabın var: yüksek lisans! yurt dışında yüksek lisans yaparken çalışıp kendinizi gösterirseniz elbette kalıcı bir iş bulabilirsiniz. iş sahibi olana orada oturum hakkı veriliyor. pek kolay olmasa da sahte evlilikten daha aydınlık bir gelecek olduğunu düşünmekteyim. tabi ki hali hazırda yabancı uyruklu bir sevgiliniz varsa o sizin bileceğiniz iş. ama anladığım kadarıyla yaşça gençsiniz. evlilik için oldukça erken.

    3- çalışırken daha önce de bahsettiğim üzere kendinizi geliştirmeniz nerede staj yaptığınız hocalardan aldığınız referanslarla iş bulmanız etki edecektir. her meslekte olduğu gibi tanıdık faktörü de oldukça önemli.

    4- maaş aralığı sorusu oldukça komik aslında. bilmediğiniz için bunu sormanız çok normal ama iş dünyasına girdiğinizde neden komik olduğunu anlayacaksınız. yaptığınız işe, tecrübenize şantiyede mi ofiste mi çalıştığınıza göre çok değişken maaşlar alınabilir. öte yandan maaşına göre tercih yapmak çok yanlış ama şunu söyleyebilirim. maaş konusunda ve iş bulmakta çok büyük zorluklar yaşayacağınızı düşünmüyorum. ayrıca ben dahil bir çok iç mimar ofis açmış bulunuyor. haliyle ne kadar kazanacağınız artık size ve çevrenizle olan ilişkinize kalıyor.

    5- özel üniversite eğitim açısından para tuzağı olmasa da sizi bırakmak haliyle okulunuzu uzatmak için elinden geleni yaptıkları doğrudur. ekstra gayret sarf etmeniz gerekecek. özel üniversiteden kasıt bilkent, koç, sabancı, yeditepe , bahçeşehir, bilgi gibi bilindik okullar ise problem yok. küçük apartmanlarda eğitim veren özel üniversitelerin kariyerinize pek bir katkısı olmayacağını söyleyebilirim.

    öte yandan üniversite farkına mühendislik, bankacılık gibi bazı mesleklerde daha çok önem veriliyor. ama mimarlık tamamen yetenek, ilgi, kendini gösterebilmek, stil sahibi olabilmek, yenilikçi olmak gibi pek çok perspektifte değerlendirildiği için portfolyosu iyi olan işi kapar.

    aklınızda yazacak bölüm yoksa önce bölümleri araştırmakta fayda var. çizim yapılan pek çok bölüm bulunduğu gibi (bkz: güzel sanatlar fakültesi), çizim hobi olarak kalıp çalışırken mutlu olabileceğiniz başka meslekler de seçilebilir. çiziminiz iyiymiş. ama neye göre iyi kime göre iyi? ne çiziyorsunuz? çizim sınavlarında neler çizildiğini biliyor musunuz? bunlar daha önemli sorular aslında.

    özetle popüler olduğu için bir meslek seçilmez. iyi olduğunuz ilgilendiğiniz sevebileceğiniz meslek seçilir. maalesef bunu 18 yaşında yapmak zorundasınız.

    umarım aydınlatabilmişimdir.

  • sevgili yazarımızın özellikle son paragrafında bahsettiğ şeyi (bkz: #73006248)ben de ölümcül derecede kritik buluyorum:planlar,kesitler,görünüşler özellikle öğrenciliğin ilk yıllarında henüz tam olarak hakim olunamasa bile detaylar bile bir bütün olarak düşünülmelidir.çizdiğiniz her çizginin bir sınırı,bir düzlemi ifade edebileceğini hatta kesik kesik olduğunda aslında orada olmadığını(zahiri olarak orada olduğunu) ama ifade ediş biçimi sebebiyle orada olması bilinci zaman içinde yerleşecektir.ilk tavsiyem teknik resim dersine sıkı çalışmanızdır çünkü teknik resim dili evrenseldir.doğru çizdiğinizde dünyanın neresine giderseniz gidin meslektaşlarınız projeyi rahatça okuyabilecektir.bunun hassasiyetini daha öğrenciliğinizde mutlaka taşıyor olmanız gerekir.ne kadar erken kazanırsanız bu hassasiyeti iş hayatında proje çizerken o kadar rahat edersiniz.bir kere teknik resim diline hakim olunduktan sonra kombo olarak:teknik resim/tasarı-geometri/perspektif olarak projenizde her türlü kendinizi rahatça ifade edebilmeyi en kesitirmeden öğrenmenizi ikinci tavsiye olarak gönül rahatlığıyla salık veririm.en son olarak da kendinizi sanat-tarihi gibi teorik derslerle destekledikten sonra bütün yollar roma'ya yani ''projeciliğe'' çıkar.her proje dersinizde bir öncekinden farklı yollar denemenizi tavsiye ederim.öğrenciyken yaratıcılığınızın sınırlarını zorlayabildiğiniz kadar zorlamaya bakın.her zorlamanızın bir sonraki projeniz üzerindeki etkilerini gördükçe siz bile şaşıracaksınız.

    netice itibariyle iç mimarlık bir yolculuktur.hani oyuncular sinemada veya tiyatroda oynadıkları rollerde içsel bir yolculuğa çıkarlar ya; hah işte iç mimarlık tam olarak öyledir.zaman içinde güçlü ve zayıf yönlerinizi keşfedeceksiniz..zayıf yönlerinizi en kötü ihtimalle ortalamada tutmaya gayret edin,güçlü yönleriniz üzerinde gaza kökleyebildiğiniz kadar kökleyin ancak bu şekilde fark yaratmış olabilirsiniz.mesleğiniz yeri gelecek karakterinizi bile şekillendirecek mutlaka buna mental olarak hazırlık yapmak gerek.(en azından bende öyle olmuştu)

    son olarak iç mimarlık çok kral meslektir.ama sevmek şart!!!.seviyosanız da gidin bi konuşun bence kaybedeceğiniz hiçbişey yok :) :) :)

  • inşaat sektöründe mimarlık, inşaat mühendisliği gibi süreç içinde zorunlu olun meslek gruplarına bile ihtiyaç azalırken günümüz ekonomik istikrarsızlığı belirsizliği içinde kesinlikle okunmaması gereken bölümdür.

  • içimdeki heyecana yenik düşüp çıkarmayı unuttuğum o toz pembe gözlüklerimden midir bilinmez, bu başlığa yazılanların bir kısmına hak veriyorum. hayalini kurduğum zamanlarda, tercih dönemimde ve yıl içerisinde bu başlığı uzaktan uzağa takip edip durdum. bugün bir şeyler yazma ihtiyacı hissediyorum.
    ders seçimi yaptım ve içimi inanılmaz bir keşfetme aşkı sardı. keşfetmek diyorum çünkü iç mimarlık öğrenilecek bir şey değil kanımca. hocaların yol göstermesiyle birlikte kendini bulmayla ilgili. sürekli daha fazla ne yapabilirim? sorusunu kendine sorup yaratıcılığını körüklemek ve doğru kombinasyonlarla kendini en doğru şekilde ifade edebilmekte bitiyor iş.
    şimdiye kadar aldığım hiçbir derste afallamadım. ben neredeyim? ne yapıyorum? sorularını yöneltmedim kendime. kimsenin de bana sormasına izin vermedim.
    (bkz: temel tasarım) neredeyse tüm tasarım öğrencilerine okutulmasına rağmen bu dersten haz alan sayılı öğrencilerdenimdir. bir insan evladına sabahlara kadar maket yapmak, perspektifiyle olsun görünüşüyle olsun uğraşmak, beğenmeyip -beğenilmeyip- yeni baştan başlamak bir yerden sonra eziyet gibi gelmez mi ? en bıkkın ve umutsuz olduğum o anlarda bile ufak ufak zevk alıyordum ben.
    böyle yazınca ileride meslek hayatım hakkında endişe duymadığım gelmesin aklınıza. yaz stajımı nerede yapmam gerektiği kafamda büyük bir soru işaretiydi. iş imkanları ve maaş konusunda gerçeği biraz olsun bilmekle birlikte iyi bir portfolyonun tümünün üstesinden geleceğine inanmaya bir süre daha devam etmek istiyorum.

    edit: yaz stajıma serbest bölgede başladım. ofis stajı yapıyor olmama rağmen daha çok saha stajı yapıyor gibiyim. projelerini gözlemlediğim, kimi zaman benim çizimlerimin dahi tersanede uygulanmasıyla iz bıraktığım teknelerin bir gün o limandan bu limana yol alacağını bilmek gerçekten haz verici.
    hatta acemi şansımın bir tanesinin seyir gününe diğerininse suya indirilme anına tanıklık ettirmesiyle bana 'kendini bir kez daha buldun kurbasemender.' dedirtti.

  • eline biraz para geçen herkesin sinir edici, hayattan soğutucu bir biçimde uygulamasından sonra 4 senelik teknik üniversitelerde okutulmasına anlam veremediğim iç mekan tasarım uzmanlık alanı.

    hayır, dış.

  • sen o kadar oku, öğren kendini parala hatta 4 sene yok fonksiyonellik ,yok ergonomi, yok tasarım, yok renk, yok o yok bu ne işe yarar öğren. teknik anlamda kendini doldurabildiğin kadar doldur. sonra ilkokul mezunları rahatlıkla “iç mimarlık ofisi” “tasarım ofisi” gibi isimlerle senin mesleğinin gelsin üstüne konsun... popüler ne varsa uygulanmayacak alana uygulasın, fonksiyonellikten bir haber kafasına göre bu buraya olur mantığıyla senin işini yapsın. sen de o kadar okulu okuduktan sonra o kadar programı öğren piyasaya atılacağım de, asgari ücret ve bir miktar üstü fiyat teklif eden insanlara mecbur kal. çok üzülüyorum.

  • her projeyi yaratıcılığını kullanarak ve bu yaratıcılığı geçmiş ve güncel sanatı takip ederek icra eden meslek

  • aşırı keyifli olabilen bir iş. ofiste koca gün seramik seçeyim, mermer seçeyim, patron o pahalı dedi aynı tarz mermerin ucuz yollusunu bulayım, tedarikçilerle pazarlık edeyim, fuarlarda gezinip yenilikleri takip edeyim. hamal mimar ofiste 2+1 çizsin akşama kadar. ben gezeyim eğleneyim.

  • meslekleri araştırırken bakıyorsunuz kim ne kadar maaş alıyor ne kadar kazanıyor diye. bakıyorsunuz aa mimarlar çok kazanıyor. onedio ya yazmışlar mimarlar 70 bin kazanıyor. at yalanı s... inananı. yok öyle bir şey arkadaşlar. şu an hayatınız boyunca hiç çalışmamış olsanız hiç okumamış olsanız alacağınız maaş 2000 tl. (haziran 2019)

    3-4 sene kadar deneyimli bir çok mimar arkadaş 3500 tl lik en fazla 4 binlik işlerde haftanın altı günü köpek gibi çalışıyor. hem de öyle ofiste, tırnakları ojeli, mini etekli gözünde yuvarlak gözlüğüyle değil. şantiye ayakkabısıyla. çamur içinde. şantiye olmasa bile devamlı önüne iş yığılarak. her yere gidip ölçü alarak. gece gündüz proje çizerek strese sokularak çalışıyor. siz mimar deyince çok farklı hayal ediyorsunuz. yani istanbul gibi bi yerde 20 senedir falan çalışıyor olursun. adını duyurursun. herkes bilir seni. istanbul'da bile böyle firmaların sayısı 30 u geçmez yani. ancak onların sahibiyseniz kazanacağınız paralar yüksek olur.

    şu an piyasada 5 bin alan bile azdır açık söylüyorum. çünkü birçok arkadaş emeğine acımadığı için düşük maaşlara razı olarak piyasanın seviyesini çok aşağı çekiyor.

    peki siz ortalama 3500 ile nasıl yaşarsınız bir hesaplayalım. zira istanbul dışıysa maaş 3000 e düşebilir. istanbul sınırlarında yaşanması mümkün bir evde en düşük kira 1500 tl, aidat 200 tl fiks. doğal gaz normalde 100-150, kışın 500 ortalama 250 olsun. elektrik 200. su 50 filan desen. 2200 si zaten normal şartlarda gitti.

    henüz açsınız bakın. market alışverişine ayda 500 tl civarı gidiyor. 2700 etti. ayda 500-600 civarı yakıt veya yol parası. 3300 eder. öğlen yemeğinin dahil olduğunu varsayıyorum. kaldı 200 tl para. günlük 6 tl harçlık. bozdur bozdur harca. ne kıyafet aldık, ne makyaj malzemesi, ne telefonumuz bozuldu yaptırmaya götürdük, ne şarj aleti aldık, ne güneş gözlüğü aldık, ne sinemaya gitmişizdir bu parayla, ne tatile. dışarda yemek bile yememişizdir. kimseye hediye almamış ailemizi ziyarete gitmemişizdir. günlük harçlığımız 6 tldir.

    artık o parayla arabanın servisi bakımı gelirse, marketten 100 lira fazla alışveriş yapayım derseniz, bugün akşam yemeğini dışarda yemeliyim derseniz size geriye para kalmaz. her gün starbucksta kahve haftada bir akşam da mekanda eğlenmeye gideyim demeye paranız yetmez yani.

    gördüğünüz gibi tek başına yaşamaya kalksanız ancak yaşayacak kadar para kazandırıyor. illa bi ev arkadaşıyla yaşamanız, evlenmeniz veya ailenizin yanında kalmanız gerekiyor ki kira ödemeyin. zira seçme şansınız yok.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Selçuk Üniversitesi diploması hangi ülkelerde geçerli?

Selçuk Üniversitesi yurt dışında Polonya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Portekiz Macaristandaki üniversiteler ile anlaşması bulunuyor.

Selçuk Üniversitesi geçme notu kaç?

ve Yüksekokullarda 100 tam puan üzerinden en az 30 puan, Meslek Yüksek Okullarında 100 tam puan üzerinden en az 25 puan almaları gerekir.

Selçuk Üniversitesi iç mimarlık hangi fakültede?

- Selçuk Üniversitesi - Mimarlık ve Tasarım Fakültesi.

Konya Selçuk Üniversitesi hangi semtte?

Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Kampüsü, Konya'nın Selçuklu ilçesinde yer alan, Selçuk Üniversitesi'nin merkez kampüsüdür. Meram Tıp Fakültesi, İlahiyat Fakültesi ve Eğitim Fakültesi dışındaki tüm fakülteler bu kampüste yer alır.